Çok güzel, çok sevdiğim ve hatta
özleyeceğim çok özel bir yıl oldu 2014 benim için. Milan’ın İLK’leriyle dolu, “aile” olmanın
nasıl bir şey olduğunu öğrenmeye başladığım bir yıl…
Anladım ki, bu hayattaki en
önemli şey senin kurduğun, emek verdiğin, sevginle sardığın ve en zor zamanlarında
sığındığın ailenmiş. İçine doğduğun
insanları seçemiyorsun ve kabul etmeyi başarınca büyüyorsun kayıplar
yaşadığında…
Daha yolun çok başındayım
diyorsun, birlikte büyüyorsun her şeyden çok sevdiğin çocuğunla ve eşinle
birlikte. Hatalar yapıyorsun, öğreniyorsun, deniyorsun senin için doğru
olduğunu düşündüğün yolu bulana kadar. Kimi zaman etrafındaki sesleri kısman
gerekiyor bunu yaparken, çünkü çoğu zaman içindeki ses söylüyor sana neyin seni
gerçekten mutlu edeceğini…
Anne olmayı, eş olmayı ve en
çokta kendin olmayı istiyorsun. Bazen bunu başarıyorsun, bazen de hepsini
birbirine karıştırıyorsun. Sonra hatırlıyorsun, yalnız değilsin, yeni “anne dostlar”
kazanıyorsun, eski dostlar çok kıymetli ama yine de en çok o anne dostların sözünde,
yüzünde teselli buluyorsun. Bazen sadece onların seni anlayabildiğini
düşünüyorsun. Onlarla kurduğun bağ “anne olmakla” ilgili çünkü. Herkesin
unuttuğu, belki de bir daha hiç sormayacağı “doğum sancılarını” bile yine onlarla
bir araya gelince hatırlıyorsun, gözyaşlarını paylaşıyorsun, yeniden yürek
dolusu gülebilmek için birlikte… Onlar iyi ki varlar, iyi ki benim anne
dostlarım oldular…