Facebook'taki Anne Burda sayfamı (facebook.com/anneburada) takip eden okuyucu bir anneden, yeni okul dönemine başlayan 6 yaşındaki kızıyla ilgili bir soru geldi. Bu soruya cevaben uzman görüşümü ve yorumlarımı sayfamda herkese açık olarak paylaştım. Böylece Anne Burda sayfasında Soru-Cevap dönemi başlamış oldu.
Stresli anlarda çocuğuna karşı sabırsız ve sinirli davranan bir anne bu tutumunu değiştirmek istiyor ve yeni bir yol arıyor. Ne yapması ya da yapmaması lazım?
Şule Hanım soruyor:
“ hocam mrb sayfanızı tesadüfen gördüm beğendim 6 yaşında bir kızım var ve
yarın okula başlıycak birinci sınıf zorlu bir süreç ve bende biraz sabırsız
biriyim çabuk sinirleriniyorum ama nasıl bir yol izlemeliyim sizce anlatabildim
inş.”
Anne Burda cevaplıyor:
Sevgili Şule Hanım,
Araştıran, soran ve yeni bir yol arayan ilgili bir anne olarak açık
yüreklilikle sorunuzu yollamışsınız bana. Bunun için teşekkür ederim.
6 yaşındaki kızınızla olan ilişkiniz belli ki sizin için çok önemli. Hem
kızınız, hem de sizin için okul hayatıyla birlikte yeni bir dönem başlıyor.
Zaten siz de bu dönemi “zorlu bir süreç” olarak tanımlamışsınız.
Hayatımızda yaşadığımız her yeni başlangıç aynı zamanda bir geçiş dönemidir
ve buna uyum sağlamak zaman alabilir. Bu uyum sürecini kolaylaştırabilmek için
doğru yaklaşımları bulmamız gerekir. Elbette sabırsız olmak ve çabuk
sinirlenmek sizin kızınızla olan ilişkinizde bir daha gözden geçirmeniz gereken
bir tutumdur. Zaten siz de bunun farkında olduğunuz için “nasıl bir yol
izlemeliyim” sorusuyla çıkmışsınız yola. Yani neyi değiştirmek istediğinizin
farkındasınız, sadece bunu nasıl yapacağınızı henüz daha bilmiyorsunuz. Biz de
cevabı birlikte aramayı deneyebiliriz.
Heidelberg’teki psikoterapi hocam Dr. Bernd Schumacher şöyle derdi: “Öfkenin
her zaman için bir nedeni vardır; ama ender olarak iyi bir nedeni vardır.” Çoğu
zaman, istemeden de olsa kendimizi kaybedip her şeyden çok sevdiğimiz
çocuğumuza sinirlenebiliriz ve kendimizi “haksız yere” ona bağırırken
bulabiliriz. Bu durumda çocuğunuz sizin ona ne söylediğinizden çok, sesinizin
tonunu ve sinirli olduğunuzu duyacaktır. Bu hepimiz için geçerli değil mi
zaten? Biri size sinirli davransa, bağırsa onun ne dediğinin aslında hiç bir
önemi olmayacak, sadece size bağırıldığını ve bundan hoşlanmadığınızı fark
edeceksiniz. Eğer kendinizi güçlü hissediyorsunuz ve kendinize değer
veriyorsanız size birinin bağırmasına izin vermeyeceksiniz ama kendinizden emin
değilseniz belki de sessiz kalıp içinize kapanacaksınız.
Anne-çocuk ilişkisinde taraflar eşit değil; çoğunlukla ebeveyn tarafı daha
güçlü ve onun için bir çocuk, sinirlenen anne ve babası karşısında korkup, kendini
çaresiz hissedebilir. Oysaki her çocuğun onu sabırla dinleyen, onun isteklerini
anlamaya çalışan, çatışma anlarında orta yolu bulmayı çalışan duyarlı bir
anne-babaya ihtiyacı vardır.
Gelelim önerilerime:
1. Sinirlenmeye başladığınızı fark ettiğiniz anda bir durun, derin bir
nefes alın ve sonra tepki verin. Unutmayın çocuğunuz sizin gözlerinizde görür
kendini. Siz onun aynasısınız. Eğer onu dinlemezsiniz, o da sizi dinlemez.
2. Birinci sınıfa başlayan çocuğunuz kendisi için çok büyük ve önemli bir şey
yaşıyor ve bir o kadar da stresli. Bu dönemde size, anlayışınıza, şefkatinize
ne kadar çok ihtiyaç duyduğunu hatırlayın ve onu cesaretlendiren olumlu sözler
söyleyin.
3. Empati kurmaya çalışın! Yani kendinizi çocuğunuzun yerine koyun. Böylece
onu anlamaya çalışırken, kendinizi unutacak ve sinirlenmek için fırsatınız
olmayacaktır.
4. Her çocuğun, kaç yaşında olursa olsun kendi iradesi vardır. Buna saygı
duyup, onun ne düşündüğünü ve neyi nasıl yapmak istediğini anlamaya çalışırsak
onun kişisel gelişimini olumlu yönde desteklemiş oluruz.
5. Bağırınca her şeyi berbat ettiğinizi düşünmeyin ve yeniden başlayın.
Olumlu bir yaklaşım ile olumsuz bir davranışı telafi etmek her zaman için en
iyi yoldur.
6. Bütün bunlara rağmen kendinizi hala gergin, sabırsız ve sinirli
yaşıyorsanız bunun nedenlerini araştırın. Kendinize yeterince zaman ayırıyor musunuz?
En son size iyi gelebilecek ne yaptınız? Sizi mutsuz eden başka şeyler olabilir
mi?
Umarım kendiniz ve kızınız için faydalı olabilir bu yorumlarım…
Sevgiyle kalın,
Uzm. Psk. Dr. & Psikoterapist Ayşe Bombacı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder