30 Haziran 2014 Pazartesi

Hamilelikte Yaşanan Psikolojik Süreçler

Gebelik Psikolojisi
Hamilelik Psikolojisi

Psikolojik açıdan bakınca anne adayı hamileliğin her evresinde (1., 2. ve 3. Trimester)  farklı bir uyum sürecinden geçer (Gloger-Tippelt, 1988; Rauchfuss, 2002).

İlk üç aylık dönemi kapsayan 1. Trimester (1.-13.Hamilelik Haftası) belki de anne adaylarının kendilerini en güvensiz hissettikleri dönemdir. Gebelik tespitinden sonra yaşanan duygular sadece mutluluk ve sevinçten ibaret değildir. “Nasıl bir anne olacağım?”, “Partnerimle yaşadığım ilişki doğumdan sonra nasıl etkilenecek?”, “Çok mu kilo alacağım?”, “Partnerim beni beğenmeye devam edecek mi?”, “Mesleki olarak beni neler bekleyecek?”, “Sosyal hayatım değişecek mi?” gibi ve benzeri birçok kaygı dolu soru anne adayını meşgul edip, onda stres yaratabilir.

25 Haziran 2014 Çarşamba

Baba da Burda

Oğlumun ağzı dolu dolu, coşkuyla söylediği ilk kelimesi: Ba-ba, baba, babaaa!

Baba ve oğul arasında hamileliğim(iz)in ilk günlerinden beri kurulan çok özel ve güzel bir ilişki bu...

Onu daha annesinin karnında “Karpuzcuk” diye seven babasını, sevgi dolu sesinde tanıdı ilk defa, evet baba da burda!

Doğduğunda babasının şefkatli dokunuşlarında, omzunun üstüne kafasını koyduğunda bulduğu huzurda hatırladı, baba burda!

Gaz sancıları başladığında babasının o çok etkili “Gaz Dansı” egzersizleri sayesinde yeniden rahatlarken biliyordu artık, baba hep burda!

Altı değişirken üstünü ıslattığı için ona “Köftecik” diye gülen bu adamın yanında her şeyi özgürce yaşayabileceğini anlamaya başladığında,

Banyo suyunun içinde kendini bırakınca güvenle yaslandığı kolun, bu hayatta düşmesine asla izin vermeyeceğini anladığında,

Anne kadar sıcak ve şefkatli baba koynunda en derin uykulara daldığında,

Geceleyin ağlayarak uyandığında, yeni güne gülümseyerek başladığında gördüğü o yüz hep tanıdıktı, hissettiği dokunuşlar hep güven veriyordu...

Çünkü her ihtiyacı olduğunda baba da buradaydı.

Sabah kahvaltısında, akşam uykusu öncesi oyunlarında, 

İlk defa kafasını kaldırabildiğinde, ilk defa emeklediğinde, ilk dişini patlattığında, ilk püresini yediğinde,

Kendini harika bir varlık olarak hissettiğinde,

Sıcacık bakışlarla cesaretlendirildiğinde ve bir kez daha koşulsuz sevilirken öğrenmişti, “baba da burda” ve hep burada olacaktı…


Baba ve Oğul
Baba da Burda



22 Haziran 2014 Pazar

Psikolojik Açıdan Hamilelik

Gebelik ve Psikolojik Değişimler

Hamilelik, bir kadının hayatta başına gelebilecek belki de en önemli ve anlamlı yaşam olaylarından biridir.

Bu dönem boyunca anne adayı sadece fiziksel ve biyolojik bir takım değişimlerden geçmez; aynı zamanda bireysel, sosyal ve mesleki alanlarda da yaşadığı birçok değişimle baş etmeye çalışır. Hayatın her alanında hızlıca vuku bulan tüm bu değişikliklere anne adayının psikolojik olarak uyum sağlaması gerekir.

Bilimsel literatürde hamilelik süreci, ölüm, boşanma, evlilik, doğum gibi objektif stres yaşantılarından biri olarak kabul edilir ve bir insanın hayatta yaşayabileceği en “kritik yaşam olaylarından” (life events, major changes) biri olarak değerlendirilir (Filipp, 1995; Lazarus & Folkman, 1984).  

9 Haziran 2014 Pazartesi

Tanıdığım En İyi Kadın-Doğum Doktoru ve Çocuk Doktoru

Doktorumu buldum

Uzun sürdü istediğim gibi güvenebileceğim bir kadın-doğum doktoru bulmak ama sonunda değdi.

Birinci doktorum hem yeterince sıcak hem de bilgili değildi. TSH hormonunun hamilelik için öneminden ve yeni referans değerlerinden haberi bile yoktu!

İkinci doktorum TSH’ı bilen bir kadın doğumcuydu neyse ki. Bu noktada birinci doktoruma teşekkür borçluyum; çünkü bir önceki seferde onun danıştığı perinataloğa gidiyordum artık.

Nihayet uzmanlığına güvenebileceğim bir doktor bulmuştum. Ama bu defa da kendisi profesör olduğu için muayene ücreti bir öncekinin iki katıydı. Hasta değildim; sadece hamileydim. Şükürler olsun ki riskli bir hamilelikte geçirmiyordum. O yüzden profesör olan bir kadın-doğum uzmanına gitmeme gerek yoktu aslında. Bir süre sonra 3. doktoru bulmak için araştırmalarıma başlamıştım…

6 Haziran 2014 Cuma

Hamilelikte TSH Hormonunun Önemi

Gebelik ve TSH

TSH’ı Bilmeyen Kadın Doğumcu


Umarım bir anne adayı olarak sizin doktorunuzla olan ilk görüşmeniz beklediğiniz gibi olumlu geçmiştir.

Şimdi sıra yaptırdığınız kan tahlillerinin sonuçlarını değerlendirmeye geldi. Genel kan tablosunun yanı sıra TSH hormonuyla ilgili bulgularınız da saptandı. TSH hormonun düşük ya da yüksek olmasına göre kişide bazı tiroid hastalıklarına rastlanabilir ve dışarıdan hormon takviyesiyle tedavisi mümkündür. 

Bilimsel araştırmalar göstermiştir ki, bu hormonun, sizin vücudunuz tarafından yeterli seviyede salgılanması bebeğinizin beyinsel ve zekâ gelişimi için son derece önemlidir! Eğer hormon seviyeniz ön görülen referans değerleri içindeyse her şey yolunda demektir. Henüz kendi TSH’ını üretemeyen gelişmekte olan bebeğiniz sizinkinden beslenmeye devam edebilir.

Tahlil sonuçlarıma göre benim TSH hormon seviyem olması gereken referans değerleri içindeydi. Her şey yolunda gibi gözüküyordu. Ama aslında hiçbir şey gözüktüğü gibi değildi!

5 Haziran 2014 Perşembe

İyi Bir Kadın-Doğum Doktoru Nasıl Olmalı?

Doktorla İlk Buluşma
Hamileyim

Doktorla ilk buluşma...

Hamilelik sürecinde hem samimiyetine hem de bilgisine güvenebileceğiniz iyi bir kadın-doğum doktoru bulmak çok önemli. Bunun için lütfen çok seçici olun ve onu bulana kadar aramaktan vazgeçmeyin.

Ben onu 4. denememde, hem de bebeğime 9 aylık hamileyken buldum! Bu kendi içinde ayrı güzel bir hikâye, daha sonra paylaşmak istediğim…

Bu yazımda, ilk doktorumla yaşadığım kısa süren tanışmamızı ve neden onu seçmediğimi anlatmak istiyorum.

Gebelik Testinde İkinci Çizgi Silik Çıkarsa

İkinci Çizgi Silik Çıkarsa

İki Çizgi…

İki ince çizgi yan yana geliyor ve bir anda insanın bütün hayatı değişebiliyor!
Evet, gebelik testinden bahsediyorum. Hemen hemen bütün anne adaylarının gebelik tespitinde kullandığı beyaz plastik çubuktan. Eğer kandaki Beta HCG hormonu hamileliğe bağlı olarak artmışsa idrara da geçer. Bu sayede evde idrar yoluyla yapılan gebelik testinde o merakla beklediğimiz ikinci çizgiyi de tespit edebiliriz. Büyük bir ihtimalle artık içinde senden bir parça taşıyorsun, ilk defa kalbin bir başka türlü atıyor, ya çok mutlusun ya da önce ne hissedeceğini bilemiyorsun...

Peki, o ikinci çizgi silik çıkarsa ya da yeterince koyu veya belirgin değilse ne düşünmek lazım?

Anne Burda

“Anne Burda”…

İki tane büyülü kelime! “Anne burda” derken bilir her anne, bebeğinin bu iki sihirli sözcükle nasıl da sakinleşebildiğini. Bu iki kelimede sevgi ve şefkat saklıdır çünkü; güven telkin eder hem söyleyene hem de dinleyene.

Ağlayarak uyanan bebeğimizin ilk teselli olur belki de. Annesinin o tanıdık sevgi dolu sesiyle bütünleşmiş bu iki tılsımlı sözcükte hisseder bebeğimiz aslında her şeyin yolunda olduğunu…

İyi ki de “anne burda” di mi bebeğim?
İyi ki de sen bu kocaman yeni dünyana alışmaya çalışırken, her seslendiğinde „anne burda“! 
Yalnız değilsin bebeğim bu dünyada! Onu ve içindekileri tanıma yolculuğuna çıkarken sen, anne hep yanında olacak. Heyecanla ve merakla keşfettikçe dünyanı, büyüyeceksin sen ve bir gün kendini gerçekleştirmek için gittiğinde uzaklara bileceksin, ta içinde hissedeceksin…

Sen her ihtiyaç duyduğunda “anne hep burda” olacak…

Annenin, o tanıdığın güven veren sesinde ya da o bildiğin sıcacık gülümsemesinde hatırlayacaksın…
Ne kadar muhteşem ve özel bir varlık olduğunu!
Ve hep bileceksin seni bu dünyada kopmayan bir bağla, koşulsuzca seven birinin olduğunu...

Gözünü her açtığında ve kapadığında;
uzaklara gittiğinde, yakını aradığında;
istediğinde ya da istemediğinde bile
anne her zaman için ve her koşulda burada seninle ve daima senden yana olacak.
Evet bebeğim, biliyorsun bunu, ta içinde hissediyorsun, “anne burda”!